Türk İhracat ve Dış Ticaret Firmalarının Yurtdışındaki Alacaklarının Tahsilatı ve Yasal Yolları Bilgilendirme Toplantısı Gerçekleştirildi
14.07.2011
YTSO ile İstanbul’daki Çivi & Yetiş Hukuk Bürosu ile Basel, İsviçre’deki Advokaturbüro Albrecht & Riedo işbirliğinde, 13 Temmuz 2011 Çarşamba günü, 14.30-16.30 saatleri arasında, YTSO Meclis Toplantı Salonunda Av. Dr. Ali Çivi ve Av. Medeni Yetiş’in konuşmacı olarak yer aldığı “Türk İhracat ve Dış Ticaret Firmalarının Yurtdışındaki Alacaklarının Tahsilatı ve Yasal Yolları” adlı bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi. Bilgilendirme toplantısı konuşmacılarının sunumları ve özellikle alacaklarının tahsilinde sorun yaşayan üyelerin sorularıyla devam etti. Toplantı sonrası konuşmacı avukatlara YTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı M. Birol Özsümer tarafından plaket takdim edildi.
I. Genel:
Türk şirketlerinin basta Almanya, Fransa ve İsviçre olmak üzere özellikle Batı Avrupa ülkelerinden yaklaşık 700 milyon Euro tutarında alacakları bulunmaktadır. Etkileri hala devam eden küresel ekonomik kriz ve ara dönemlerde meydana gelen finansal dalgalanmalar nedeniyle, birçok güvenilir ve sağlıklı şirketler de dahil olmak üzere, ödeme konusunda zorluklar yaşanmaktadır. İhracat sonucu yurt dışında kalan alacaklarının tahsili, Türk ihracatçıları için önemli bir sorun haline gelmiştir. Hukuki destekten yoksun kalan birçok ihracatçı müşterilerinden alacaklarını tahsil edememekte veya tahsil etmekten çekinmektedirler. Yüksek danışmanlık maliyetleri, eksiklik içeren sözleşmeler veya belgeler, alacağın bulunduğu firma hakkında bilgi yetersizliği, reklamasyon adı altında ödenmeyen alacaklar ve ihracat sözleşmesinin yabancı ülke hukuk uygulama alanına girmesi alacaklardan feragat etmenin en basta gelen nedenleri olarak görünmektedir. Firmanın amacı ihracat bedellerinin tahsili ve hukuki uyuşmazlıkların giderilmesi hususunda Türk ihracatçı firmalara hukukî yardımda bulunmaktır.
Bu çerçevede uluslararası ticaret hukuku konularında ihracatçıların ticari faaliyetlerine destek olmak amacıyla;
1. Satış ve temsilcilik sözleşmeleri hazırlanması,
2. İhracatçı firmaların dış ticaretlerinde ihtiyaç duydukları konularda danışmanlık,
3. Yurt dışı ihracat bedellerinin tahsili ve benzeri konularında ihracatçı firmalara hizmet sunulmaktadır.
Türkiye’de de olduğu gibi İsviçre, Alman ve Avrupa hukukunda alacakların tahsili için yargıya başvurulabilir. İsviçre’de önce borçlu firma ile irtibata geçilip ödeme yapması talep edilir. Eğer yargı dışı bir çözüm bulunamazsa, icra ve ardından dava yoluna gidilir. Tecrübeler bu tür dosyaların çok büyük oranda yargı dışı yolla çözümlendiğini göstermektedir. Almanya’da ise ilamsız takibe benzer ve düşük maliyet nedeniyle bir ödeme emri gönderilmektedir. Eğer ödeme emrine borçlu itirazda bulunmazsa icra emri çıkartılır. İcra emri ile icra yolu açıktır. Mahkemeye taşınan konu hükme bağlanıncaya kadar takip edilen icra geçerli sayılır. Verilen mahkeme kararı ile dava sonuçlanır. Tüm bu prosedürler Türkiye`de tanınan ilamsız takip ve ödeme emri ile karsılaştırılabilir. Ancak bu süreçler Türkiye’deki gibi uzun sürmemekte ve çok daha kısa sürelerde neticelenmektedir. Alacakların tahsilinde takip edilecek diğer bir yol ise, avukat aracılığı (Türkiye’de yaygın olan noter aracılığı gerekmemektedir) ile ihtarname çekmek ve borçluyu ödeme konusunda ihtar etmektir. Dava dışı yol dediğimiz bu yol ile birçok alacak herhangi bir yargı sürecine gitmeden neticelenebilmektedir. Bu uygulamalar diğer batı Avrupa ülkelerinde de bir iki farklılık ile geçerlidir.
II. Reklamasyon Sorunu:
1. Sorunun Genel Hatları
Üretimi özellikle ihracata dayanan küçük ve orta ölçekli Türk firmaları genellikle bir ya da birkaç yabancı müşterisine yönelik olarak çalışmaktadır. Başlangıçta islerin yürütülmesi ve yönetimi anlamında görece bir rahatlık ve güvence sağlasa da, bu işleyiş bir süre sonra bağımlı bir ticari ilişkiye dönüşebilme riskini taşımaktadır. Yabancı müşterinin bu durumu fark etmesiyle kimi zaman suiistimali söz konusu olmaktadır. Önceleri küçük şikayetler (ürünün istenilen normlarda olmadığı, süresinde yetiştirilmediği vb.) daha sonra büyük yakınmalara dönüşmekte ve reklamasyon gerekçesiyle ihracat bedellerinden kesintiler yapılmaktadır. Reklamasyon (ihraç edilen malın istenilen kalitede olmaması, ayıplı olması, mal cinsinde hata olması nedenleriyle yabancı firmalarca ihracatçı firmaya belli bir tutarın yansıtılması durumu) uluslararası ticari ilişkilerde belli kurallara bağlanmış olmasına rağmen, yabancı müşteriler genelde bunlara hiç uymadan tek yanlı beyanla (hatta çoğunlukla hatalı olduğu iddia edilen ürünlerin örneğini bile göndermeden) belirtilen kesintileri yapabilmektedir. Türk firmalar ticari ilişkinin başlangıcında çoğunlukla yazılı bir anlaşma yapmadıkları, yabancı müşterisine iyi niyetli bir şekilde güvenmesi ve ödemeleri de ne akreditif ne de başka bir yolla güvenceye almadıkları için karsı tarafın taleplerini kabul etmek zorunda kalmaktadırlar. Ayrıca müşterisini kaybetme kaygısı da bu talepler karsısında Türk firmalarını daha pasif bir konuma itmektedir. Bu durumu kabullenmeyip, haklarını aramak isteyen Türk ihracatçılar yurtdışındaki (alıcı yabancı firmanın bulunduğu ülkede) yasal yollar hakkında bilgi sahibi olmaması, yasal sürecin çok maliyetli olduğunu düşünmesi gibi nedenlerle somut adım atamamaktadır. Böylece ortaya Türk firmaları aleyhine ciddi miktarlarda kayıplar ve (özellikle vergi hukuku anlamında) sorunlar çıkmaktadır.
2. Çözüm Yolları
Bu konuda ana hatlarıyla çözüm yolları iki baslık altında toplanabilir:
a) Sorun Oluşmadan Alınacak Tedbirler
Yabancı müşteriyle ticari ilişkinin daha başlangıç safhasında olabildiğince ayrıntılı bir sözleşme yapılması Türk firması için koruma sağlayacaktır. Bu sözleşmede özellikle, ihraç edilen ürünün teknik vasıfları yanında ödeme koşulları, bunun nasıl güvence altına alınacağı, muhtemel sorunların çıkması halinde çözüm yolları (hangi ülke mahkemelerini yetkili ve hangi ülke hukukunun geçerli olacağı ya da tahkim), reklamasyon kuralları ve izlenecek yol hüküm altına alınmalıdır.
b) Sorun Ortaya Çıktıktan Sonra Yapılacaklar
Yabancı müşteri reklamasyon ya da başka bir gerekçeyle ödemeden kaçınması veya eksik ödemede bulunmayı teklif etmesi halinde, eğer bu kaçınım haklı bir sebebe dayanmıyorsa kabul edilmemelidir. Böyle bir durumda derhal yurtdışındaki bir avukatlık bürosuna başvurularak karsı tarafla irtibat kurması sağlanmalı ve ihracat bedeli eksiksiz talep edilmelidir. Böylesi bir durumda yabancı firma genellikle uzlaşma yolu aramakta ve sorun çok büyük oranda yargıya intikal etmeden çözümlenmektedir. Yabancı firmalar aslında yaptıkları şikayetlerin uluslararası ticari normlara ve teamüllere aykırı olduğu ve bunu sadece Türk ihracatçılarının bağımlı ticari ilişkilerini kullanarak gerçekleştirdiklerini bildikleri için anlaşmaya açık davranmaktadırlar. Tecrübelerle söylenebilir ki, üzerinden 4–5 yıllık süreler geçmiş alacaklar bile belli oranda uzlaşma sağlanarak tahsil edilebilmektedir.
III. Çivi & Yetiş Hukuk Bürosunun Sunduğu Hizmetler
İsviçre (Basel) ve Türkiye’de (İstanbul) faaliyet gösteren uluslararası bir hukuk bürosudur. İstanbul bürosu Av. Medeni Yetiş tarafından, İsviçre bürosu ise Av. Dr. Ali Çivi tarafından yönetilmektedir. Her iki büroda da yurt dışı alacakların tahsili konusunda uzmanlaşmış Türk ve İsviçreli avukatlar görev yapmaktadır. İsviçre’de görevli avukatlar tüm AB ülkelerinde hizmet verme yeterliliğine sahiptir. Bürolar verdikleri hizmet ile Türk ihracatçılarını yukarıda belirtilen konularda bilgi sahibi yapmak, yurt dışı alacaklarını Türkiye’den takip etme olanağı vermek ve yurt dışı yatırım ve islerde danışmanlık hizmeti sunmayı hedeflemektedir.
I. Genel:
Türk şirketlerinin basta Almanya, Fransa ve İsviçre olmak üzere özellikle Batı Avrupa ülkelerinden yaklaşık 700 milyon Euro tutarında alacakları bulunmaktadır. Etkileri hala devam eden küresel ekonomik kriz ve ara dönemlerde meydana gelen finansal dalgalanmalar nedeniyle, birçok güvenilir ve sağlıklı şirketler de dahil olmak üzere, ödeme konusunda zorluklar yaşanmaktadır. İhracat sonucu yurt dışında kalan alacaklarının tahsili, Türk ihracatçıları için önemli bir sorun haline gelmiştir. Hukuki destekten yoksun kalan birçok ihracatçı müşterilerinden alacaklarını tahsil edememekte veya tahsil etmekten çekinmektedirler. Yüksek danışmanlık maliyetleri, eksiklik içeren sözleşmeler veya belgeler, alacağın bulunduğu firma hakkında bilgi yetersizliği, reklamasyon adı altında ödenmeyen alacaklar ve ihracat sözleşmesinin yabancı ülke hukuk uygulama alanına girmesi alacaklardan feragat etmenin en basta gelen nedenleri olarak görünmektedir. Firmanın amacı ihracat bedellerinin tahsili ve hukuki uyuşmazlıkların giderilmesi hususunda Türk ihracatçı firmalara hukukî yardımda bulunmaktır.
Bu çerçevede uluslararası ticaret hukuku konularında ihracatçıların ticari faaliyetlerine destek olmak amacıyla;
1. Satış ve temsilcilik sözleşmeleri hazırlanması,
2. İhracatçı firmaların dış ticaretlerinde ihtiyaç duydukları konularda danışmanlık,
3. Yurt dışı ihracat bedellerinin tahsili ve benzeri konularında ihracatçı firmalara hizmet sunulmaktadır.
Türkiye’de de olduğu gibi İsviçre, Alman ve Avrupa hukukunda alacakların tahsili için yargıya başvurulabilir. İsviçre’de önce borçlu firma ile irtibata geçilip ödeme yapması talep edilir. Eğer yargı dışı bir çözüm bulunamazsa, icra ve ardından dava yoluna gidilir. Tecrübeler bu tür dosyaların çok büyük oranda yargı dışı yolla çözümlendiğini göstermektedir. Almanya’da ise ilamsız takibe benzer ve düşük maliyet nedeniyle bir ödeme emri gönderilmektedir. Eğer ödeme emrine borçlu itirazda bulunmazsa icra emri çıkartılır. İcra emri ile icra yolu açıktır. Mahkemeye taşınan konu hükme bağlanıncaya kadar takip edilen icra geçerli sayılır. Verilen mahkeme kararı ile dava sonuçlanır. Tüm bu prosedürler Türkiye`de tanınan ilamsız takip ve ödeme emri ile karsılaştırılabilir. Ancak bu süreçler Türkiye’deki gibi uzun sürmemekte ve çok daha kısa sürelerde neticelenmektedir. Alacakların tahsilinde takip edilecek diğer bir yol ise, avukat aracılığı (Türkiye’de yaygın olan noter aracılığı gerekmemektedir) ile ihtarname çekmek ve borçluyu ödeme konusunda ihtar etmektir. Dava dışı yol dediğimiz bu yol ile birçok alacak herhangi bir yargı sürecine gitmeden neticelenebilmektedir. Bu uygulamalar diğer batı Avrupa ülkelerinde de bir iki farklılık ile geçerlidir.
II. Reklamasyon Sorunu:
1. Sorunun Genel Hatları
Üretimi özellikle ihracata dayanan küçük ve orta ölçekli Türk firmaları genellikle bir ya da birkaç yabancı müşterisine yönelik olarak çalışmaktadır. Başlangıçta islerin yürütülmesi ve yönetimi anlamında görece bir rahatlık ve güvence sağlasa da, bu işleyiş bir süre sonra bağımlı bir ticari ilişkiye dönüşebilme riskini taşımaktadır. Yabancı müşterinin bu durumu fark etmesiyle kimi zaman suiistimali söz konusu olmaktadır. Önceleri küçük şikayetler (ürünün istenilen normlarda olmadığı, süresinde yetiştirilmediği vb.) daha sonra büyük yakınmalara dönüşmekte ve reklamasyon gerekçesiyle ihracat bedellerinden kesintiler yapılmaktadır. Reklamasyon (ihraç edilen malın istenilen kalitede olmaması, ayıplı olması, mal cinsinde hata olması nedenleriyle yabancı firmalarca ihracatçı firmaya belli bir tutarın yansıtılması durumu) uluslararası ticari ilişkilerde belli kurallara bağlanmış olmasına rağmen, yabancı müşteriler genelde bunlara hiç uymadan tek yanlı beyanla (hatta çoğunlukla hatalı olduğu iddia edilen ürünlerin örneğini bile göndermeden) belirtilen kesintileri yapabilmektedir. Türk firmalar ticari ilişkinin başlangıcında çoğunlukla yazılı bir anlaşma yapmadıkları, yabancı müşterisine iyi niyetli bir şekilde güvenmesi ve ödemeleri de ne akreditif ne de başka bir yolla güvenceye almadıkları için karsı tarafın taleplerini kabul etmek zorunda kalmaktadırlar. Ayrıca müşterisini kaybetme kaygısı da bu talepler karsısında Türk firmalarını daha pasif bir konuma itmektedir. Bu durumu kabullenmeyip, haklarını aramak isteyen Türk ihracatçılar yurtdışındaki (alıcı yabancı firmanın bulunduğu ülkede) yasal yollar hakkında bilgi sahibi olmaması, yasal sürecin çok maliyetli olduğunu düşünmesi gibi nedenlerle somut adım atamamaktadır. Böylece ortaya Türk firmaları aleyhine ciddi miktarlarda kayıplar ve (özellikle vergi hukuku anlamında) sorunlar çıkmaktadır.
2. Çözüm Yolları
Bu konuda ana hatlarıyla çözüm yolları iki baslık altında toplanabilir:
a) Sorun Oluşmadan Alınacak Tedbirler
Yabancı müşteriyle ticari ilişkinin daha başlangıç safhasında olabildiğince ayrıntılı bir sözleşme yapılması Türk firması için koruma sağlayacaktır. Bu sözleşmede özellikle, ihraç edilen ürünün teknik vasıfları yanında ödeme koşulları, bunun nasıl güvence altına alınacağı, muhtemel sorunların çıkması halinde çözüm yolları (hangi ülke mahkemelerini yetkili ve hangi ülke hukukunun geçerli olacağı ya da tahkim), reklamasyon kuralları ve izlenecek yol hüküm altına alınmalıdır.
b) Sorun Ortaya Çıktıktan Sonra Yapılacaklar
Yabancı müşteri reklamasyon ya da başka bir gerekçeyle ödemeden kaçınması veya eksik ödemede bulunmayı teklif etmesi halinde, eğer bu kaçınım haklı bir sebebe dayanmıyorsa kabul edilmemelidir. Böyle bir durumda derhal yurtdışındaki bir avukatlık bürosuna başvurularak karsı tarafla irtibat kurması sağlanmalı ve ihracat bedeli eksiksiz talep edilmelidir. Böylesi bir durumda yabancı firma genellikle uzlaşma yolu aramakta ve sorun çok büyük oranda yargıya intikal etmeden çözümlenmektedir. Yabancı firmalar aslında yaptıkları şikayetlerin uluslararası ticari normlara ve teamüllere aykırı olduğu ve bunu sadece Türk ihracatçılarının bağımlı ticari ilişkilerini kullanarak gerçekleştirdiklerini bildikleri için anlaşmaya açık davranmaktadırlar. Tecrübelerle söylenebilir ki, üzerinden 4–5 yıllık süreler geçmiş alacaklar bile belli oranda uzlaşma sağlanarak tahsil edilebilmektedir.
III. Çivi & Yetiş Hukuk Bürosunun Sunduğu Hizmetler
İsviçre (Basel) ve Türkiye’de (İstanbul) faaliyet gösteren uluslararası bir hukuk bürosudur. İstanbul bürosu Av. Medeni Yetiş tarafından, İsviçre bürosu ise Av. Dr. Ali Çivi tarafından yönetilmektedir. Her iki büroda da yurt dışı alacakların tahsili konusunda uzmanlaşmış Türk ve İsviçreli avukatlar görev yapmaktadır. İsviçre’de görevli avukatlar tüm AB ülkelerinde hizmet verme yeterliliğine sahiptir. Bürolar verdikleri hizmet ile Türk ihracatçılarını yukarıda belirtilen konularda bilgi sahibi yapmak, yurt dışı alacaklarını Türkiye’den takip etme olanağı vermek ve yurt dışı yatırım ve islerde danışmanlık hizmeti sunmayı hedeflemektedir.